Kimi zaman sözleri, kimi zaman ise o muhteşem nağmeleriyle zamansız diye adlandırılan şarkılardan biri olan Gamzedeyim Deva Bulmam, pek çok sanatçı tarafından seslendirildi. Peki bir asır önce yazılan bu muhteşem şarkının bestekarı ve şarkıyı yazmasına neden olan yarım kalmış aşk hikayesini merak ettiniz mi?
Şarkıları bir asır sonra bile dillerde
Gamzedeyim Deva Bulmam, Bu Akşam Gün Batarken Gel, Mâni Oluyor Halimi Takrire Hicabım gibi Türk musikisine kazandırdığı eserler ölümünün üzerinden yıllar geçmesine rağmen hala dinlenen bestekar Tatyos Efendi, 1858 yılında İstanbul Ortaköy’de 4 çocuklu bir ailenin tek erkek çocuğu olarak dünyaya gelir.
Yeteneğini dayısı keşfetti
Gerçek adı Tateos Enserciyan olan Tatyos Efendi, kilise müzisyenleri arasında yer alan babası Manuk Ağa sayesinde müzikle tanışır. Ortaköy’de bulunan Ermeni Mektebi’nde okurken yeteneğini ilk keşfeden dayısı Movzes Papazyan olur. İlk musiki derslerini de ondan alır. Bir yandan da bir çilingirin yanında çırak olarak çalışır. Dayısı dönemin önde gelen Ermeni müzisyenleri ile tanıştırır ve birlikte fasıllaru giderler.
Önce kanun, ardından keman ustası oldu
Genç Tatyos, her ne kadar dayısından kanun çalmayı öğrense de aklı kemandadır. Ünlü kemani Kör Şebuh’dan ders alarak kısa sürede ustalık derecesinde keman çalmayı öğrenir. Bestelediği eserler İstanbul’un dört bir yanında fasıllarda çalınmaya başlar. Ünlü yazar Ahmet Rasim, Civan ve Andon kardeşler, Şevki Bey, Kemençeci Vasilaki, Tanburi Cemil Bey yakın arkadaşları olur. Arkadaşlarıyla birlikte dönemin ünlü gazinosu Divanyolu’ndaki Raufpaşazade Said Bey ve Galata’daki Pirinççi Gazinolarında sahneye çıkarlar.
İşte o gece
Ömrü yokluk içinde geçen Tatyos Efendi yaşadığı gamı, kederi eserlerine de yansıtır. Tatyos Efendi, bir akşam meyhanede arkadaşları Ahmet Rasim ve Vasili ile sahne aldıktan sonra, müşterilerin teker teker kalkıp, ortalığın toparlanmaya başladığı bir sırada yeniden kemanını alır eline. Kemanını çenesinin altına yerleştirdikten sonra o güne dek hiç duyulmamış o muhteşem uşak makamı şarkıya giriş yapar:
“Gam-zedeyim deva bulmam/Garibim bir yuva kurmam/Kaderimdir hep çektiren/İnlerim hiç reha bulmam
Elem beni terk etmiyor/Hiç de fasıla vermiyor/Nihayetsiz bu takibe/Doğrusu takât yetmiyor
Ehl-i dilin yoktur kadri/Uğraşma gel Tatyos gayri/Eserin çok kıymetin yok/Git talihine küs bari”
Tatyos kemanını omzundan indirdiğinde, hiç kimsenin tek bir kelime edecek hali kalmamış, kimi hıçkıra hıçkıra ağlıyor, kimi de sezdirmeden gözyaşlarını silmeye çalışıyordur. Birkaç hafta içinde İstanbul’da bu şarkıyı ezberlemeyen kalmaz.
1 ay sonra hayatını kaybetti
Kısa bir süre içinde tanınır bir bestekar haline gelen Tatyos Efendi maalesef o müthiş şarkıyı besteledikten 1 ay sonra, 16 Mart 1913’te hayatını kaybeder. Daha birkaç gün önce Galata’da Beyoğlu’nda onu dinlemek için yüzlerce kişi akın ederken, Tatyos’un cenazesinin getirildiği Kadıköy’deki kiliseye iki elin parmaklarını geçmeyecek kadar kişi gelmişti. Kilise defterine kaydı ‘çalgıcı’ olarak yapılan Tatyos Efendi’yi son yolculuğuna uğurlamaya gelenler üç kız kardeşi, dul eşi, yazar Ahmet Rasim kendisi ile yıllardır birlikte çalışan iki sazende ve kilisenin uzak köşesinde ağlayan bir kadındır.
Kilise sırasına bırakılan mektup
Tatyos Efendi’nin yakın arkadaşı Ahmet Rasim Bey, ayinin ardından kilise sırasından kalkacakken bir zarfın unutulduğunu fark eder. Üzerinde “Tatyos ile birlikte defnedilecektir” yazmaktadır. Zarfı katlayıp cebine koysa da arkadaşına son görev olacağını düşünerek okumaya karar verir.
Tatyos ile birlikte gömüldü
Ahmet Rasim’in okuduktan sonra Tatyos’un naaşı ile birlikte gömülen mektupta şu dizeler yazmaktadır:
“Gamzedesin, devan benim. Garip kuşsun, yuvan benim. Çektiğimiz yeter gayri. Kaderimsin inan benim. Takât yetişmez eleme, bülbül imrenir çileme. Bizim şu kara sevdamız, kalsın öteki âleme. Elbet kadrini bilirim. İste canımı veririm. Küsme talihine Tatyos, çok durmam ben de gelirim…”
Şarkıya ilham olan yarım kalmış bir aşk hikayesi imiş
Tatyos’un ölümünden sonra müzisyen arkadaşı Vasili, yazar Ahmet Rasim’e anlattığı hikayeye göre Tatyos’un Ortaköy’de bir çocukluk aşkı varmış. Kendi cemaatinden olan kız, ailesi ile birlikte Erivan’a göç edince kavuşamazlar. Yıllar sonra evlenen Tatyos, arkadaşları içtikleri o gece çocukluk aşkının İstanbul’a döndüğünü ve 30 yıldır evlenmeyip kendisini beklediğini öğrenmiş. İşte Tatyos’un cenazesi ile birlikte gömülen mektubun sahibi de o kadınmış.
Eserlerinin yalnızca bir kısmı bugüne ulaştı
Nota bilmesine rağmen eserlerinin çoğu kayıt altına alınmadığı için unutulan Türk müziğinin önde gelen isimlerinden Tatyos’un kayıtlı 47 eserinden bazıları ise şöyle:
“Mâni Oluyor Halimi Takrire Hicabım” ,
“Bu akşam gün batarken gel” (sakın geç kalma erken gel)
“Mey-I Lalinle Dil Mestane Olsun”
“Uyandı bahtım artık etmem şekva felekten”
“Atf etme sakın hançer–ı müjganını nagah”
“Ehl–ı aşkın neşvegahı kuşe–ı meyhanedir”
“Bilsen ne bela geçti şu bi–çare serimden”
“Ol kadar ağlattın ki gülmek bana oldu haram”
“Gel ela gözlüm efendim yanıma”
“Afet misin ey hüsn–i mücessem bu ne halet”
O muhteşem şarkının farklı yorumları
Gamzedeyim Deva Bulmam şarkısının 1975 yılında Müzeyyen Senar tarafından yorumu
https://youtu.be/0DDM0jTfOY8?si=st8alqGYiR50RQz-
Gamzedeyim Deva Bulmam şarkısını Barış Manço, 1980 yılında Kurtalan Ekspres ile birlikte çıkardığı albümde yorumladı
https://youtu.be/18bUi4iU5Tc?si=Avt1EGbZdxafhMNe
Son dönemin gözde müzik gruplarından Dedublüman’ın yorumu da kayda değer