Beden kitle indeksinin 25 ve üzeri olması kişiyi aşırı kilolu, 30 ve üzeri olması ise kişiyi obez sınıfına sokmaktadır. Kişinin günlük harcadığı enerjiden daha fazla kalori alması sonucu birey kilo alır. Yapılan araştırmalarda aşırı kilolu ve obez bireylerin vücutlarında bazı vitaminlerin eksik olduğu görülmüştür. Bunlardan biri de D vitaminidir. Peki nedir bu D vitamini? Eksikliğinde neler olur?
D vitamini nedir?
D vitamini yağda eriyen ve vücudumuz için çok önemli bir vitamindir. Kalsiyum emilimini arttırır, bağışıklığımızı güçlendirir ve kemik gelişimine yardımcıdır. 2 formu bulunmaktadır; D2 ve D3. Güneş ışığına maruz kaldıktan sonra hem bitkiler hem de hayvanlar D vitamini sentezleyebilir. D2 vitamini maya ve bitkilerde üretilir; D3 vitamini balıklarda ve memelilerde üretilir. Güneşin geliş açısından kaynaklı toplumumuzda D vitamini eksikliği çok fazla görülmektedir. Bu yüzden kış ayları (nisan ayına kadar) takviye kullanılması önerilmektedir. Yaz aylarında ise güneşin en tepede olduğu saatler (12.00-12.30 arası) avuç içinizi 15 dakika kadar güneşe tutmanız yeterli D vitaminini almanızı sağlayacaktır. Takviye olarak kullanılacak ise; D 3 formu seçilmelidir. Piyasada ki bazı ürünler D3K2 şeklinde satılmaktadır. Emilimi arttırdığı için bu formda tercih edilebilir. Besin olarak morina balığı karaciğerinde, mısır gevreğinde ve D vitamini ile zenginleştirilmiş süt ürünlerinde bulunmaktadır, ama bu besinleri tüketerek günlük alınması gereken miktarlara ulaşılamamaktadır.
Günlük alınması gereken D vitamini miktarı nedir?
0-10 yaş arası; 1000 IU
11-17 yaş arası; 2000 IU
18 ve üzeri; 4000 IU
D vitamini kiloyu nasıl etkiler?
Obezite ve D vitamini eksikliği sıklıkla bir arada bulunur ve bu da bazı araştırmacıları ilişkinin nedensel olup olmadığını sorgulamaya yöneltmiştir. Dolaşımdaki D vitamini konsantrasyonlarını yükseltmek vücut ağırlığını azaltırsa, D vitamini takviyesi, bu küresel salgın bağlamında obezitenin ucuz ve güvenli bir tedavisi olarak muazzam bir potansiyel sunacaktır. Birkaç hayvan ve insan çalışmasında, kilo kaybı, açlık ve egzersiz, serum D vitamini konsantrasyonlarını takiben bir artış ile ilişkilendirilmiştir. Bu yağ kütlesi hacmindeki değişiklik sırasında yağ dokusundan D vitamini salınımına dayandırılabilir. Obez çocuklarda yapılan bir çalışmada ise açlık paratiroid hormon (kalsiyum metabolizmasının düzenlenmesini sağlayan hormon) seviyeleri artmış, D vitamini seviyeleri azalmıştır. Bu değişiklikler, kilo kaybından sonra normalleşmiştir.
Obezite ameliyatı öncesi hangi vitamin almalı?
Obezite cerrahisi geçiren çoğu hasta genel olarak önemli ölçüde kilo kaybı yaşar. İki ana ameliyat türü; mide hacmini küçültme (tüp mide) veya emilim bozukluğudur (bypass). Beklendiği gibi, obez kişilerde ameliyat öncesi düşük serum D vitamini vardır. Çoğu çalışma, ameliyattan sonraki ilk ayda serum D vitamini seviyesinin arttığını bulmuştur. Bariatrik cerrahi sonrası D vitamini yeterliliğini korumak, standart takviyeden daha yüksek dozlar gerektirebilir, ancak kalsiyum ve protein takviyeleri ve fiziksel aktivite ile kombinasyon halinde kemik kaybını azaltabilir.
D vitamini kullanımıyla yağ kütlesinin azalmasıyla ilgili bir çok çalışma bulunmaktadır ancak kesin bir şey söylenmesi için daha çok çalışma gerekmektedir. Şu an için kesin olarak bilgilere bakacak olursak; aşırı kilolu ve obez bireylerin serum D vitamini seviyeleri düşüktür ve bu seviyeleri arttırmaları gerekmektedir.
Prof. Dr. Canan Karatay ise D vitaminin vücuttaki tüm ağrıların baş sebebi olabileceğini duyurdu. Karatay yapıtığı açıklamada D vitamini eksikliğine karşı şu uyarılarda bulundu:
Prof. Dr. Canan Karatay tüm ağrıların sebebinin aslında bir hormona bağlı olduğunu açıkladı. Canan Karatay ağrıların başlıca sebebinin ‘Leptin yüksekliği’ olduğunu söyledi. Leptin hormonunun yüksekliğinin tüm hücreleri bozduğunu açıklayan Canan Karatay, “Leptin hormonu yükselince sinir hücrelerini bozuyor, kas ağrılarınız, diz ağrılarınız, baş ağrıları omuz ağrıları, huzursuz ayak sendromu, hepsini altında yüksek leptin hormonu var. Vücut bunlara hiçbir şekilde cevap veremiyor. O halde bunları yiyecek olarak yaşam olarak uyku olarak devreye sokmamız lazım.” dedi
İşte Canan Karatay’ın D vitamini ile ilgili çok önemli uyarıları:
“Ağrılarda vitamin eksikliği başta geliyor en önemli vitamin D vitamini! Vücutta gün ışığında ultraviyole ışığında deride üretilen bir hormon bu hormon böbreklere gider ve vücutta dolaşır. 60 yıl önceki bilgilerimize göre yalnız kemik mekanizmasında kullanılıyordu o bilgiler tarihe karıştı, Artık o bilgileri unutalım! Bütün çalışmalar gösterdi ki bitti. Unutalım. Ciddi mecralarda yapılan çalışmalar gösterdi ki vücudumuzun her hücresinde D vitamini var. Beyin, göz, meme, troit, pankreas, yumurtalıklardır, hatta testistir ve peniste bile… Ne aklınıza gelirse bunların her yerinde D vitamini reseptörü var. D vitamini yağ hücrelerinde eriyen bir vitamin, yağ hücrelerinin içine girip yok oluyor… Miktarı fazla ise hücre içinde d vitamini kendini azaltıyor,
D vitamini tüm ağrılara çare!
“Ağrıların giderilmesinde, eklem ağrıları bel ağrıları diz ağrıları tüm ağrılarda D vitamini eksiklikleri, bütün enfeksiyonlarda D vitamini eksik olmuştur… Çocuklara günde 1200 ünite D vitamini verilince çocuklarda gribal enfeksiyonun yüzde 50 azaldığı gözlenmiştir. Kanser tedavisi gören hastaların da D vitamini yükseltiliyor. D vitamini hiçbir zaman toksik değildir. Toksik, ağrı kesiciler ve antidepresanlardır. Kolestrol ilaçları bizi bozar. Bir tek kolestrol yüksek olması kalp krizi sebebe değildir.
Leptin eksikliğin belirtileri?
Leptin direncinin en önemli belirtilerinden biri D vitamini eksikliği ve karaciğer göbek yağlanmasıdır. Karaciğeri yağlandıran da şekerdir, sabah gerçek olarak bir Karatay kahvaltısı yaparsak, proteinli zeytinli ve zeytinyağlı bilin ki leptin direnci kırılıyor. Yemeklerin zamanlaması çok önemli. 12 saatten fazla aç kalırsak bu hastalıklar düzelir ve iyileşir.