Pek çok uzman hem evlerde, hem de hazır gıdalarda kullanılan limon tuzunun kanserojen olduğunu iddia etse de; kimisi ise her şeyin fazlasının zararlı olduğu, ancak limon tuzunun kanserojen olduğuna dair bilimsel bir kanıt olmadığını söylüyor.
Bitki ve hayvanlarda da bulunuyor
Gıda mühendisi Hatice Nikbay, sitrik asit ya da halk arasında bilinen adıyla limon tuzunun, birçok meyvede ve sebzede serbest durumda ya da potasyum, kalsiyum tuzu olarak bulunan hafifçe mayalanmış limon suyunun kaynar durumdaki kalsiyum karbonatla işlenmesinden elde edilen bir asit olduğunu kaydetti. Nikbay, limon tuzunun karboksilik asitlerden, renksiz, kristal yapılı ve organik bir bileşik olduğunu, hemen hemen tüm bitki ve birçok hayvanın vücut sıvısında bulunduğunu ekledi.
Limon tuzu nasıl elde edilir?
Nikbay sözlerine şöyle devam etti: “Birçok meyve ve sebzede, özellikle limonda yoğun olarak bulunan sitrik asit, olgunlaşmamış turunçgillerden izolasyon, kimyasal sentez veya mikrobiyel fermentasyon olmak üzere üç farklı yöntemle üretilebilmektedir. Ancak kimyasal sentez yöntemi çok pahalı olduğu için tercih edilmemektedir. Limon gibi meyvelerin izolasyonu ya da Aspergillus niger küfünün melası fermente etmesi sonucunda çıkan bir yan üründür.”
Limon tuzu nerelerde kullanılır?
Limon tuzunun kullanım alanlarını ise gıda mühendisi Hatice Nikbay şöyle sıraladı:
*Gıdalarda asitlik düzenleyici ve koruyucu olarak kullanılır. Koruyucu olarak kullanıldığı gıdanın raf ömrünü uzatır.
*Kozmetik, ilaç, kimya gibi birçok sektörde kullanılır.
*Sebze konserveleri, soslar, meyveli ürünler, dondurulmuş ürünler, hazır çorbalar, turşular, yumuşak şekerleme, reçel ve marmelat gibi ürünlerde kullanılır.
Fazla tüketilirse ne olur?
Nikbay, limon tuzunun sık tüketiminin ödem oluşumuna; mide, eklem ve kas ağrıları oluşabilir; nadiren de olsa alerjik reaksiyonlara neden olabileceğine dikkat çekti.
Limon tuzu kansorejen midir?
Limon tuzunun gıda endüstrisinde kullanılan güvenli bir katkı maddesi olduğuna kaydeden gıda mühendisi Nikbay şu bilgileri verdi: “Limon tuzu kanserojen değildir. Ancak genel olarak kanserojen olduğuna dair yaygın bir inanış var. 1930’lu yıllarda Dr. Krebs, ‘sitrik asit döngüsü’nü bulur ve bu döngü ‘krebs döngüsü’ olarak tanımlanır. ‘Krebs’ kelimesi aynı zamanda Almanca ‘kanser’ anlamında kullanılmaktadır. Bu nedenle sitrik asit döngüsü=krebs döngüsü ise sitrik asit kanserojendir gibi bir algı oluştu. Ancak bu iddiaların bilimsel bir temeli yoktur.”