Kalın bağırsak (kolon ve rektum) kanseri Amerika’da en sık görülen 3 kanser arasında yer almakta ve ortalama yılda 50 bin kişi bu hastalığa bağlı kaybedilmektedir. Ülkemizde de sık görülen bir kanser olan kalın bağırsak kanserinde en önemli husus, tarama yöntemleri ile hastalığın erken tanısıdır. Bilimsel çalışmalar, erken dönemde tespit edilen kalın bağırsak kanserlerinde uygun tedavi yaklaşımları ile yüzde 90 oranında hastalıktan kurtulma oranları bildirmektedir.
Robotik cerrahi minimal invaziv bir yaklaşımdır
Kalın bağırsak kanserinin tedavisi cerrahi olup, bazen hastalara yardımcı tedaviler olarak kemoterapi ve radyoterapi uygulanabilmektedir. Cerrahi, onkolojik prensipler ışığında sağlam doku sınırları ile kanserli dokunun beraberinde bölgesel lenf düğümleri ile çıkarılması işlemidir. Bu cerrahi işlem yıllardır açık yöntem, laparoskopik yöntem ve son zamanlarda robotik yöntemlerle uygulanabilmektedir. Hızla gelişen teknolojik ilerlemelerin sayesinde, robotik cerrahi günümüzde 10 milyondan fazla kişide uygulanmış minimal invaziv bir yaklaşımdır.
Kalın bağırsak hastalıklarının cerrahi tedavisinde robotik yöntemi kullanılmaya başlamasından itibaren kalın bağırsağın divertiküler hastalık benzeri iyi huylu, kanser gibi kötü huylu hastalıklarında robotik cerrahi sık kullanılan bir prosedür haline gelmiştir. Gerek bizlerin gerekse dünyadaki merkezlerde elde edilen hasta sonuçları, robotik cerrahinin kalın bağırsak kanseri olan hastalarda etkin ve güvenli bir şekilde kullanılabileceği yönündedir.
Kanser tedavisinde vazgeçilmez olan, cerrahinin onkolojik prensiplere göre yapılmasıdır çünkü hastalarda sağkalım dediğimiz hastalıktan kurtulmayı belirleyen en önemli aşama cerrahinin kalitesidir.
Robotik cerrahinin avantajları nelerdir?
Robotik cerrahinin onkolojik değerlendirmesini yapan bilimsel çalışmalar, robotik yöntemin onkolojik açıdan asla açık cerrahiden daha aşağıda olmadığı yönündedir. Bunun yanında robotik cerrahinin açık cerrahiye kıyasla, hastalara getirmiş olduğu önemli avantajlar bulunmaktadır. Robotik cerrahide kullandığımız kesiler bir cm’den az olup, hastalarda ameliyat sonrası ağrı daha az olmakta, bağırsak fonksiyonlarının normalleşmesi daha az sürede olmakta ve hastanede kalma süresi daha kısa sürmektedir. Kesiler çok küçük olduğundan enfeksiyon riski yok denecek kadar az görülmektedir. Robotik cerrahi sayesinde ameliyatta kan kaybı son derece azalmaktadır. Hastalar, hızlı iyileşmeleri sayesinde normal yaşantılarına daha kısa sürede ulaşabilmektedirler.
Robotik cerrahi ve laparoskopik cerrahinin farkları nelerdir?
Klasik laparoskopik cerrahide cerrah 2 boyutlu görüntü eşliğinde, bükülme ve döndürme gibi işlevleri kısıtlı el aletleri yardımıyla ayakta monitöre bakarak ameliyatı tamamlar. Kalın bağırsak ameliyatları gibi ileri düzeydeki işlemlerde laparoskopik cerrahinin önemli bir problemi olan derinlik hissinde kayıp ameliyatın ilerleyen safhalarında cerrahı yormaktadır. Oysa robotik cerrahide kullanmakta olduğumuz kamera 3 boyutlu olup ve hedef organda 10-12 kat büyütme sağlamaktadır. Robotik cerrahide kullanılan aletler daha ileri ergonomik tasarımlara sahip olup, 540 derece gibi dönme ve farklı eksenlerde rotasyon kapasiteleri vardır. Cerrah konsolda oturarak robotik sistemin sunmuş olduğu ileri teknolojiler sayesinde prosedürü güvenli bir şekilde tamamlar. Sistem cerrahın yönergesi olmadan hiçbir şekilde hareket edemez şeklinde programlanmıştır.
Robotik cerrahi hangi durumlarda uygulanabilir?
Robotik cerrahi, kalın bağırsak kanserlerin tümünde uygulanabilmektedir. Özellikle kalın bağırsağın son 15 cm’lik rektum olarak adlandırılan bölgesinde ortaya çıkan kanserler, robotik cerrahinin avantajlarını daha fazla sergilediği bir bölgedir. Rektum, pelvis dediğimiz dar bir yapının içerisinde yer almakta ve bu nedenle rektum cerrahisi kalın bağırsağın diğer bölgelerine göre daha fazla zorluk arz etmektedir. Dar bir alanda robotik cerrahide kullanılan kameranın ve el aletlerinin üstünlükleri sayesinde rektum kanserlerinin cerrahi tedavisi başarılı bir şekilde tamamlanmaktadır.